Anlatım Bozuklukları

ANLATIM BOZUKLUKLARI KONU ANLATIMI

Anlatım bozuklukları türkçe ve dil bilgisinin en önemli konularından biridir. Özellikle sınava hazırlanan öğrenciler, anlatım bozuklukları konusuna önem vermelidir. Anlatım bozuklukları konu anlatımımız birçok alt başlığı içermektedir.

Anlatım bozukları
Anlatım bozuklukları

SÖZCÜK VE CÜMLE DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUĞU

Her cümle, duygu ve düşüncelerimizi anlatmak için bir araçtır. Bu anlatımın bazı özellikleri olmalıdır. İyi, doğru ve güzel anlatıma sahip bir cümlede;

-Duygu ve düşünceler etkili bir biçimde anlatılmalı

-Gereksiz ayrıntıya ve sözcüğe yer verilmemeli

-Dil bilgisi kurallarına uygunluk söz konusu olmalı

-Noktalama işaretleri yerli yerinde ve doğru,bir şekilde kullanılmalıdır.

 

SÖZCÜĞÜN YANLIŞ ANLAMDA KULLANIMI

Sözü söyleyenin kişinin kullandığı sözcüklerin anlamını yeterince bilmemesinden kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Yakın anlam taşıyan sözcüklerin birini, diğerinin yerine kullanmak, anlatım bozukluğuna sebep olur.

=> "Türkçe konuşmaktan yoksun insanlar sunuculuk yapıyor."

Verilen cümlede “yoksun” sözcüğü yanlış anlamda kullanıl­mıştır. Bu sözcük “eksik” anlamındadır. Bu sözcüğün yerine “aciz” sözcüğü kullanılabilir.


ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN BİR ARADA KULLANILMASI

Bu anlatım bozukluğu, birbirleriyle çelişen sözüklerin bir arada kullanılması.Kesinlik ya da olasılık anlamı taşıyan sözcüklere aynı cümlede yer verilmesinden kaynaklanır.

=»Her pazar çocukları elbette gezmeye çıkarabilirsin.

“elbette” sözcüğü cümleye kesinlik, “çıkara­bilirsin" sözcüğü de olasılık anlamı verdiğinden anlamca bir çelişme söz konusudur.


SÖZCÜĞÜN YANLIŞ YERDE KULLANIMI

Bir cümlede her sözcük, olması gereken yerde kullanılmalıdır. Sözcüklerin yanlış yerde kullanılması, anlamın bulanıklaşmasına ya da yanlış tamlamalar kurulmasına neden olur.

=» Ayşe'nin fazla sınavda kaldığı için başı ağrıyormuş.

“Sınavın fazla olması” ve “baş ağrısının fazla olması" gibi iki anlam cümleden çıkmaktadır. “Fazla” sözcüğü “ağrıyormuş” eyleminden önce getirilmelidir.

 

GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANIMI

Aynı anlama gelen sözcüklerin aynı cümlede bir arada kullanılması, anlatım bozukluğu nedenidir.

Uyarı: Aynı anlama gelmeyen ancak biri diğerinin anlamını taşıyan sözcükleri bir arada kullanmak da anlatım bozukluğu nedenidir.

Uyarı: Cümlede gereksiz sözcük bulunması “duruluk" ilkesini bozar.

=> Neşeli, sağlıklı, şen bir insandı.

=> Çocuk merdivenden aşağı düşmüş.

 

ATASÖZÜ VE DEYİM YANLIŞLARI

Atasözleri ve deyimler, kalıplaşmış yapılardır. Anlamlarına ve biçimlerine dikkat edilmeden kullanılmaları, anlatım bozukluğu nedenidir.

=> Şimdi yan oturup doğru konuşalım, (eğri)

=> Çocuğunun bayıldığını görünce etekleri zil çaldı, (etekleri tutuştu)

 

NOKTALAMA EKSİKLİĞİ

Virgülün gerekli yerde kullanılmaması, cümlede birden fazla anlamın çıkmasına yol açar.

=> Kadın doktora bir şeyler anlatıyor, (sıfat tamlaması)

=> Kadın, doktora bir şeyler anlatıyor, (özne)

Uyarı: Noktalama işaretinin yerinde kullanılmaması anlam belirsizliğine neden olduğu gibi cümle içinde öznenin belirli olmaması da anlam belirsizliğine neden olur.

Arzu eve gelince mutlu oluyor.

Banka çalışanına bir maaş ikramiye verdi.

 

BAĞLAÇ YANLIŞLARI

Kullanılan bağlacın, cümlenin anlamına uygunluk göstermemesi anlatım bozukluğu nedenidir.

=> Çok çalıştı ve yarışta birinci olamadı.

=> Duygu, akıllı fakat güzel bir kızdır.

=> Geldim; öyleyse seni bulamadım.

 

SIRALAMA YANLIŞLARI

Sözcüklerin cümlenin anlamına uygun şekilde sıralanmaması anlatım bozukluğu nedenidir.

=> Bu yıl değil teşekkür, takdir bile alamam.

=> Artık, evlerimize en gelişmiş teknoloji, hatta bilgisayar bile girdi.

=> Ünlü şairin 72. ölüm yıl dönümüne katıldık.

Uyarı: Sözcüğün yanlış yerde kullanılması da sıralama yanlışından kaynaklanan anlatım bozukluğu kabul edilebilir.

 

YÜKLEM YANLIŞLARI

 

1)YÜKLEM EKSİKLİĞİ

Özneleri ya da tümleçleri farklı iki ayrı cümleyi aynı yükleme bağlamak, anlatımı bozabilir.

=> O beni seviyordu, ben de onu.

(seviyordum)

=> Bayramda babasının kravatını ve ceketini giymişti.

(takmıştı)

Biri olumlu diğeri olumsuz iki cümleyi aynı yükleme bağlamak, anlatım bozukluğu nedenidir.

=> Roman okumayı çok, şiir okumayı hiç sevmiyor, (seviyor)

 

2)EYLEMSİ EKSİKLİĞİ

Temel cümlede görülen yüklem eksikliği, yan cümlede de oraya çıkabilir.

=> Gazoz ve çekirdek yenen bu yerden hemen uzaklaşalım.

(Gazoz içilen)

 

3)ÇATI UYUŞMAZLIĞI

Temel cümle ile yan cümlenin yüklemleri çatı yönünden uyuşmalıdır.

=> Sınav sonuçları incelemeye başlandı, (incelenmeye)

 

4)EK EYLEM EKSİKLİĞİ

Birinci cümlenin ek eylemle kapatılmaması bazen anlatımı bozabilir.

- Düşüncelerinde ısrarlı ama inatçı değildi.

- Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi.

- Konuşmacının sesi sinir bozucu, anlatımı da pek düzgün değildi.

- Pazar çok kalabalık fakat ucuz değildi.

- Kızı sarışın ama güzel değildi.

 

ÖZNE YANLIŞLARI

1)ÖZNE - YÜKLEM UYUŞMAZLIĞI

Özne ile yüklem arasında üç yönden uygunluk aranın

a)Tekillik - çoğulluk yönünden

b)Kişi yönünden

c)Olumluluk - olumsuzluk yönünden

Özne ile yüklem arasında bu uyumun sağlanmaması anlatım bozukluğu nedenidir.

a)Tekillik - çoğulluk yönünden

=> Soyut kavramlar çoğul özne olduğunda yüklem tekil çekimlenir.

Sıkıntılar onu ne hâle getirmiş!

Bu tür duygular insanı yıpratır.

=> Organ adları çoğul özne olduğunda yüklem tekil çekimlenir.

Saçları birer birer dökülüyor.

Adamın elleri titriyordu.

=> Zaman adları ve eylem adları çoğul özne olduğunda yüklem tekil çekimlenir.

Ömrümüzün en güzel günleri bu kasabada geçti.

Gülüşmeler ve konuşmalar kesilmiyordu.

=» Bitki ve hayvan adları ile cansız varlık adları çoğul özne olduğunda yüklem tekil çekimlenir.

Köpekler çevremizi sarmıştı.

Nehirler nazlı nazlı akıyordu.

Dağlar önümüzde eğiliyordu adeta.

=> insan adlarının çoğul özne olarak kullanıldığı cümlelerde yüklem tekil de çoğul da çekimlenebilir.

Çocuklar sinemaya gitti.(gittiler.)

Öğrenciler dışarı çıktı, (çıktılar.)

=> Topluluk adları özne olduğunda yüklem tekil çekimlenir.

Sınıf, dersi dikkatle dinliyordu.

Ordu, terhis edildi.

 

b)Kişi yönünden

Özne

Yüklem

ben + sen + o

biz

ben + o

biz

sen + o

siz

ben + sen

biz

o+ o(onlar)

onlar

 

- Okula sen, ben ve Ali gideceğiz.

- Tatile biz, siz ve Ayşeler gideceğiz.

- Sen ve Ali, benim de geleceğimi biliyordunuz.

- Muhtar ve ben bugün kaymakamla görüştük.

- Bu işin altından sadece sen ve ben kalkabiliriz.

- Adnan, annesi.ve küçük kardeşi erkenden yola koyul­muşlardı.

- O akşam ben kendi odama çekildim, Fatma da kendi odasına çekilmişti.

 

c) Olumluluk - olumsuzluk yönünden

Sıralı cümlelerde, olumlu cümlenin öznesi ile olumsuz cüm­lenin öznesini ortak kullanmak, anlatımı bozabilir.

=> Kimse seni suçlamıyor, haklı buluyor. (herkes)

 

2) ÖZNE EKSİKLİĞİ

Geçişsiz - edilgen eylemlerin yüklem olduğu cümlelerde öz­ne bulunmaz. Bunun dışında özne bulunması gereken cümlede özne kullanmamak anlatım bozukluğu gerekçesidir. Özellikle sı­ralı cümlelerde başka görevde kullanılan bir söz ya da söz öbe­ği diğer cümlenin öznesi ise mutlaka tekrar belirtilmelidir.

=> Mağazanın inşaatı eylül ayında bitecek ve faaliyete ge­çecek. (mağaza)

 

NESNE EKSİKLİĞİ

Cümlenin yardımcı öğelerinden biri olan nesnenin kullanıl­maması da anlatım bozukluğuna neden olur.

=> Muhalefete çatan, eleştiren bir insandı, (onları)

 
DOLAYLI TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ

Cümlenin yardımcı öğelerinden biri olan dolaylı tümlecin kullanılmaması da anlatım bozukluğuna neden olur.

=> Öğretmenler çalışkanları sever, iyi not verirler.

(onlara)

 

EDAT TÜMLECİ EKSİKLİĞİ

Cümlenin yardımcı öğelerinden biri olan edat tümlecinin kul­lanılmaması da anlatım bozukluğuna neden olur.

=s> Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdin, nasıl başa çıktın? (onlarla).

=> Kardeşine her şeyi anlatır, çok iyi geçinirdi.

=> Ona hep güler, alay ederlerdi.

 

TAMLAMA YANLIŞLARI

1) TAMLAYAN EKSİKLİĞİ

Ad tamlamalarında tamlayan görevindeki sözcüğün kullanıl­maması anlatım bozukluğu nedenidir.

- İnsanlar kahvelere çekilmiş, kapalı perdelerin ardında siluetleri parlıyor, (onların)

- Gördüğü rüyayı kimseye anlatmamıştı, sözünü bile et­memişti. (rüyanın)

- Böyle olursa edebiyat körelir oysa körelmemesi gere­kir. (edebiyatın)

- Sınavda çok başarılı olduğunu duyduk, (senin/onun)

- Ne zaman döneceğini bilmiyorum, (onun/senin)

- Kızını, kasabada kaybetmiş, (onun/senin)

- Gözlerinin içine başka hayal girmesin, (senin/onun)

- Hikâye, bir adamın oğlu ve iki arkadaşıyla tartışmasını anlatıyor, (oğlunun / onun)

 

2) TAMLAYAN / TAMLANAN EKİ EKSİKLİĞİ YA DA FAZLALIĞI

Bir cümlede tamlama ekinin eksik ya da gereksiz kullanımı anlatımı bozar.

-Annem, içkiyi fazla kaçırmasına rağmen bilinci yerindeydi.

-Ahmet Bey, derneğimizin üye ve ikinci başkanıdır.

-Bu kitap, yayınevimizin, ölümünün 10. yıldönümünde, ünlü şaire, onun yüce anısına armağandır.

--Her aile, çocuklarının sorunlarıyla ilgilenmesi gerekir.

-Köpekler konuşur ama dinlemesini bilene.

-Venedikliler, nakkaşın gücünün hiç çizilmemiş konula­rı ve usûlleri bulmasıyla ölçüyorlar.

 

 

3) TAMLAYAN - TAMLANAN UYUŞMAZLIĞI

Bir cümlede tamlayan ile tamlananın birbirine uymaması an­latım bozukluğu nedenidir.

=> Öğretmen; sayı, soru, belgisiz ve işaret sıfatlarını anlattı.

 

YANLIŞ YAPILANDIRILAN SÖZCÜKLER

Bir cümlede, Türkçenin dil bilgisi kurallarına göre türetilme­miş veya yanlış türetilmiş sözcükler, anlatım bozukluğuna neden olur.

=» Yola ancak sabah çıkabilinir. (çıkılabilir)

Yorumlar